USD
EURO
ALTIN

Bozova Eğitim – Sen baş temsilcisi Kamber Elmas; ‘Öğretmenin mutsuz olduğu yerde eğitimde atılım beklenemez’

Özel HABER Bozovanın sesi gazetesi olarak ilçemizde bulunan sivil toplum kuruluşlarından Eğitim Sen ( Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası) baş temsilcisi Kamber Elmas ile yaptığımız görüşmede ilçemizde görev yapan öğretmenlerin sorunlarını ele aldık. Öğretmenlerin mutsuz ve kendilerini baskı altında hissettiklerini gazetemize açıkladı.Elmas’ın gazetemize yaptığı açıklamalar şunlar oldu ; “Öncelikle siz değerli basın emekçisi arkadaşlara teşekkürlerimi […]

Bozova Eğitim – Sen baş temsilcisi Kamber Elmas; ‘Öğretmenin mutsuz olduğu yerde eğitimde atılım beklenemez’
Yazı fontunu küçültür Yazı fontunu büyütür

Özel HABER

Bozovanın sesi gazetesi olarak ilçemizde bulunan sivil toplum kuruluşlarından Eğitim Sen ( Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası) baş temsilcisi Kamber Elmas ile yaptığımız görüşmede ilçemizde görev yapan öğretmenlerin sorunlarını ele aldık. Öğretmenlerin mutsuz ve kendilerini baskı altında hissettiklerini gazetemize açıkladı.Elmas’ın gazetemize yaptığı açıklamalar şunlar oldu ; “Öncelikle siz değerli basın emekçisi arkadaşlara teşekkürlerimi sunarım. Bölgemizde yaşanan her gelişmeye kayıtsız kalmadığınız ve objektif olarak yer vermeniz takdire şayandır.  Bölgesel olarak medeniyete ev sahipliği yapmış ilimizin eğitim konusunda geri kalması ve özelde de ilçemizin hak ettiği yerlerde olmaması Eğitim Sen olarak bizleri üzmektedir. Bundan dolayıdır ki sürekli sahaya inip okulları gezip öğretmenlerimiz ile karşılıklı fikir alışverişi yapmaktayız. Son yaptığımız okul ziyaretlerinden gelen dönütler bizleri rahatsız etmektedir. Öğretmenlerin kendilerini baskı altında hissetmesi ve ekonomik zorluklar ile geçim derdine düşmesi eğitimin kalitesini düşürmektedir. Öğretmen maaşlarının enflasyon karşısında alım gücü olarak eriyip bitmesi öğretmenlerde geçim kaygısı oluşturmaktadır. Bu yetmezmiş gibi birde okullarda görev yapan okul müdürlerinin öğretmenlere gösterdiği tavırlar ise öğretmenleri adeta baskı altına almaktadır. Bize gelen dönütlerde okul müdürlerinin ders programlarını öğretmenlere karşı adeta bir silah gibi kullanması ve bunun üzerinden baskı kurmaları en çok aldığımız şikayetlerden bir tanesi. Özellikle ilçemiz gerek Adıyaman gerekse Şanlıurfa ‘ya yakın olduğu için birçok öğretmen arkadaşımız gidiş geliş yapmaktadır. Bunun yanı sıra ilçemizin köylerinde (Büyük şehir yasası gereği şu anki adı mahalle) görev yapmakta olan öğretmenlerde merkezden köylere gidiş geliş yapmaktadır. Son yapılan zamlardan sonra yakıt fiyatlarının yükselmesinden dolayı ekstra bir maliyet oluşturmaktadır. Öğretmen arkadaşlarımızın ders programları o kadar dağınık yapılmaktadır ki çoğu öğretmenin   maaşının üçte biri yol masraflarına gitmektedir. Bir öğretmen arkadaşımızın bu duruma karşı bıkkınlığını “inanın o kadar yoruldum ki okulun kapısına geldiğimde ayaklarım geri geri gidiyor. “söylemi bizleri çok üzmüştür.  Tüm okul müdürlerini zan altında bırakmak istemiyorum ama maalesef çoğuna yakın okul müdürleri için ders programı resmen bir baskı aygıtı haline dönüşmektedir. Bir başka arkadaşımız okul müdürüne “ders programları sene başında öğretmenler kurulunda görüşülmelidir yönetmelikte böyle yazıyor diye söyledim ve müdür beyin bana aday öğretmen olduğumu söylemesi beni çok derinden etkiledi “ söylemini duyduk. Oysa gerçekten de ders programları yönetmelik gereği sene başındaki öğretmenler kurulunda görüşülür ve kurul kararı ile müdüre onaylatılarak işleme alınır. Ne hikmetse birçok okulda görüşülmemekte ve görüşülse bile alınan karara bağlı kalınmamaktadır. Oysa teknoloji gelişti ders programları bilgisayar ortamında yapılmakta. Ortak bir noktada buluşulup öğretmenlerin mutlu olacağı bir şekilde ayarlanabilirken ne hikmetse sürekli öğretmen üzerinde bir baskı aracına dönüşmektedir. Siz öğretmen olsanız bu şartlarda nasıl eğitim verebilirsiniz? Buna rağmen hala bir parça eğitim varsa buda öğretmen arkadaşlarımızın dirayeti ile gerçekleşmektedir. Bu son dönemlerde  eğitimin ilçemizde düşmesini geliş gidiş yapan öğretmenlere bağlanması zaten belli başına bir mobbingtir. Biz bunu kabul etmiyoruz. Eğitim seviyesinin düşmesinde rol alan öğretmeni bezdiren ve mutsuz eden kişilerdir. Bir başka öğretmen arkadaşımız ders programı nedeni ile resmi dairelerde oluşan iş ve işlemlerimi yapamıyorum diye serzenişte bulundu. Arkadaşımız “ haftanın 5 günü okuldayım , resmi işlerimi nasıl yetiştireceğim bilemiyorum. Sırf bu nedenle çoğu zaman ceza ödemek zorunda kaldım “ şeklinde ki beyanı içler acısı bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Acilen bu duruma bir çözüm bulunmalı. Öğretmenler gerçek anlamda mutsuz. Gözlemlediğimiz kadarı ile birçok meslektaşımızda tükenmişlik sendromunu ortaya çıkmış durumda.Aday Öğretmenlik ve Sözleşmeli Öğretmenlik Bir MobbingAracına Dönüştü ELMAS açıklamalarında aday öğretmen ve sözleşmeli öğretmenlerin sıkıntılarınada değindi.ELMAS açıklamasında;“Maalesef ki aday öğretmen , sözleşmeli öğretmen gibi terimler nedeni ile resmen öğretmenlere mobbing uygulanıyor.  Bir öğretmen arkadaşımız bizlere gelerek “ Okul müdürü bana dedi ki sen adaysın istersem seni sabah 8 akşam 5 okulda tutarım” buna hakkı var mı ?  diye sordu. Zaten bunu duyunca beynimizden vurulmuşa döndük. Aday öğretmenlik resmen bazı idareciler tarafından korkunç bir şekilde kullanılıyor. Bu yaklaşım  antik çağda bir paryaya yapılan  yaklaşımdır ve kabul edilemez. Okullarda ne kadar angarya iş ve işlemler var ise aday öğretmenlere ya da sözleşmeli öğretmenlere yaptırılıyor. İtiraz eden öğretmene ise sen adaysın sen sözleşmelisin cümleleri kuruluyor. Okullar aday öğretmen , sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen gibi terimler ile  kast sistemine dönüşmüş durumda. Bir başka öğretmen arkadaşımız “bize zorla hafta da iki nöbet tutturuyorlar. Buna itiraz edince de hocam sen adaysın sözleşmelisin sözleri ile karşılaşıyoruz “şeklinde bizlere dönütte bulundu. Okullarda koçluk , TÜBİTAK projeleri ve veli ziyareti gibi uygulamaların gönüllük esasına dayanmasına rağmen  okul müdürleri tarafından dayatılması ise asla kabul edilebilir bir şey değildir. Zaten bir çok arkadaşımız öğrencileri için gecesini gündüzüne katmış durumda birde bu şekilde evraklar altında baskılanmaları öğretmenin eğitim öğretim yapmasını resmen engellemektedir. Eğitim Sen olarak her yıl bu konuda tavrımız ve aldığımız karar nettir. Genel kurul olarak haftada birden faza nöbet, koçluk sistemi ,tubitakvb gönüllük gerektiren projelerin zorunluluk haline dönüştürülmesine karşıyız ve karşı durmaya devam edeceğiz. Bir başka öğretmen arkadaşımız ise “Okul müdürü bana bu şekilde giyinme kolların kısa kol giymeye uygun değil diye “ bize aktardı. Bu durum mobbingin ötesinde özel hayata müdahaledir. Bu kabul edilecek bir şey değildir ve etmiyoruz da. Görevi eğitim öğretim olan bir kurum amiri işi gücü bırakmış bir öğretmenin kıyafeti ile uğraşıyor. Yetmezmiş gibi aday öğretmensin diye baskı kurmaya çalışıyor.Bu yaklaşımlar öğretmene tayin istemekten başka şans bırakmıyor. Yapılan araştırmalarda İlimizde bir öğretmenin kalma süresi 1.5-2 yıl arası. Sürekli öğretmen sirkülasyonu yaşanmaktadır. Bunun sebebi de öğretmen değil , öğretmene mutlu çalışacak bir ortam sağlayamayan egolu okul müdürleridir. Siz öğretmenlere uygun ortam sağlarsanız neden gitmek istesinler ki? Israrla diyoruz ki öğretmeni mutsuz olan okulun öğrencisi de mutsuz olur. Orada eğitim ve öğretim ortamı sekteye uğrar.” İfadelerinde bulundu.

Çözüm İyileştirilmiş Öğretmen Maaşları ve  Demokratik Okul İdareciliği ;

ELMAS bu sorunlara yönelik çözüm için ; “ Bu sorunların çözümü her ne kadar karmaşık gibi görünse de basittir. İlk olarak acilen öğretmen maaşlarının iyileştirilip gerçek enflasyona göre yükseltilmesi gerekmektedir. Öğretmenin zihninde nasıl geçiniriz? sorusu silinmelidir. Öğretmen derse girdiğinde aklında ödeyemediği faturaları olmamalıdır. Bunun tek çözümü ise maaşların bir an önce yükseltilmesidir. Bunun yanında öğretmenlere kira yardımı ya da lojman desteği sağlanmalıdır. Aksi halde beyninde geçinebilmek için çözüm üreten öğretmenlerden başka bir şey göremezsiniz. Bunların yanı sıra acilen okul müdürleri eğitime alınıp, okullarda demokratik okul yönetimi anlayışı ve öğretimsel liderlik davranışları okul müdürlerine empoze edilmelidir. Peki nedir demokratik okul yönetimi anlayışı diye soracak olursak, bu anlayışta karar verme ve karar alma aşamalarında okul bileşenlerinin (Öğretmen , öğrenci , idareci , veli ,  okul çalışanı vb.) tümünün aktif rol aldığı ve her kademede etkin olduğu bir modeldir. Siz burada tek başına karar alan okul müdürü yerine kararları hep birlikte alan örgüt anlayışını yerleştirirseniz birçok soruna çözüm olmuş olursunuz. Zira bir okulda karar alacak olan o okulun tüm bileşenleridir. Siz tek başına öğretmen ve idare ile karar alırsanız dahi yine sorunlar ortaya çıkacaktır. Okulda bulunan tüm bileşenler daha doğrusu okulun bulunduğu yerde okulun parçası olan kim varsa bu sürece dahil etmelidir. Demokratik bir iklim ile bu sorunlar çözümlenebilir. Tepeden inmeci tek başına karar verici bir anlayış çözümsüzlükten başka bir şey değildir. Okulun her kademsinde eğitim-öğretimden tutunda okulun ekonomik işlerine kadar okulun tüm bileşenleri sürece katılmalıdır. Bunun yanı sıra okul müdürlerine öğretimsel liderlik davranışları aşılanmalıdır. Teftiş eden , açık arayan elindeki yetkiyi baskı aracı olarak kuran klasik bir müdürlük anlayışı yerine geliştirici , tamamlayıcı ve yol gösterici bir çağdaş müdür anlayışı yerleştirilmelidir. Buda öğretimsel liderlik davranışlarını benimseyen okul müdürleri ile mümkündür.” önerilerini söyledi.

FACEBOOK YORUMLARI