USD
EURO
ALTIN

KİMLİK KAVGASI.

Bana etnik kimliğime ilişkin soru sorulmasından rahatsız oluyorum. Böyle bir soruyla muhatap olduğumda da verdiğim cevap, Kürt olduğum kadar Türk, Türk olduğum kadar Kürdüm, olmuştur… İllaki etnik bir kimlik söz konusu olacaksa hakikaten, kendimi böyle hissetmekteyim. Aslında bana kalırsa, Kim ki bir insana etnik kimliğini soruyorsa, bilin ki o kişi zihninde insanları kategorize ediyordur, def edin […]

KİMLİK KAVGASI.
Yazı fontunu küçültür Yazı fontunu büyütür

img_2612

Bana etnik kimliğime ilişkin soru sorulmasından rahatsız oluyorum.

Böyle bir soruyla muhatap olduğumda da verdiğim cevap, Kürt olduğum kadar Türk, Türk olduğum kadar Kürdüm, olmuştur…

İllaki etnik bir kimlik söz konusu olacaksa hakikaten, kendimi böyle hissetmekteyim.

Aslında bana kalırsa,

Kim ki bir insana etnik kimliğini soruyorsa, bilin ki o kişi zihninde insanları kategorize ediyordur, def edin gitsin derim…

Zira insanın, kendi iradesi dışında, doğumdan edindiği özellikler onun kimliğidir. Ancak, ona saygı duyulması gerekir.

Toplum olarak büyük çoğunluğumuzun müntesibi bulunduğumuz İslam dini, farklılıkların doğallığını kabul eder. Hatta yüce Kuran’da dillerin ve renklerin farklı olmasının Allah’ın varlığının delillerinden olduğu:  “O’nun kanıtlarından biri de, gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olmasıdır.
Şüphesiz bunda bilenler için ibretler vardır.”  (Rum 30/22) şeklinde ifade buyurulmaktadır.

Yine yüce kitapta “Rabbin dileseydi insanları elbette tek bir ümmet yapardı.” (Hûd/118) buyurularak insanların farklılıklarının ilahi hikmetin ve sınavın bir parçası olduğu vurgulanmakta,“Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir.” (Hucûrât 49/13) Ayeti ile de bir ölçü getirilmektedir.

Asıl olan, her şeyi yoktan var eden yaratanın hükümleri doğrultusunda, doğası gereği topluluk olarak yaşamak durumunda olan insanın, farklılıkları kabul ederek, birbirine zarar vermeden bir arada, hatta birbirlerine destek olarak yaşamasını ve nihayetinde yaşamı güzelleştirmeyi amaçlayan, toplumsal hayatı düzene koyan dini, ahlaki ve hukuki kurallara uyma sorumluluğudur.

Toplum olarak bu sorumluluk bilinci ile asırlar öncesinden günümüze değin, “Yaratılanı severim yaratandan ötürü” anlayışı içinde yaşayan bir kültür ve geleneğe sahip olduğumuz için gururluyuz.

Öyle ise bize ne oldu da son zamanlarda birbirimize düşer olduk?

Birbirimize düşmemiz kimin faydasınadır, hiç düşündük mü?

Allah aşkına aklımızı başımıza toplayalım…
Toplum olarak  sirkelenmemiz gerek ne mutlu Müslüman demek dileğiyle,Çünkü güzel olan Kürt yada Türk değildir Müslümanlıktır.
Hayırla kalın.img_2612

FACEBOOK YORUMLARI